Ramazan'da Dengeli Protein Tüketin
Protein, tüm canlı hücrelerde bulunan ve yaşamsal faaliyetler için
mutlak gerekli olan organik moleküllerdir. Organik moleküller olduğu göz
önünde bulundurulacak olursa içeriğinde karbon, hidrojen, oksijen ve
azot bulundurduğu anlaşılacaktır.
Yapıtaşları olan bir veya birden fazla
çeşit aminoasidin dizilişi ile meydana gelen proteinler, kendisini
oluşturan aminoasitlerin diziliş sırası ve şekline göre çeşitlenerek
sınıflandırılırlar. Çocukluk çağında gelişim ve büyümenin sağlıklı devam
etmesi açısından, erişkin döneminde ise hücre yapımı, onarımı ve bazı
vücut fonksiyonlarının devam ettirilmesi açısından oldukça önemli olan
proteinlerin diyetteki yeri tartışılmazdır.
Doğada
bulunan 20 çeşit aminoasidin 8 tanesi esansiyel yani vücutta sentez
edilemeyen, dışarıdan gıdalarla alınması gereken aminoasitlerdir. Bu
bilgi, proteinin diyetteki önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Ramazan’da protein tüketiminin son derece önem arz ettiğini belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk,
“Ramazan ayı boyunca sahurdan sonra başlayan ve iftar saatine dek
süren, uzun süreli açlık ve susuzluk, gün içinde enerji kaybına neden
olarak halsizlik yaratabilir.
İftar ve sahur sofralarında tercih edilen
besinler, gün içinde tok kalma süresinin uzamasını sağlarken, enerji
kaybı yüzünden yaşanan halsizliklerin giderilmesini olumlu yönde
etkiler. Bu nedenle Ramazan ayında dengeli ve yeterli miktarda protein
almak, gün içinde gelişebilecek halsizliğin, yorgunluğun önüne geçmenin
yanında, proteinlerin görev aldığı tüm fonksiyonların düzenli biçimde
devam ettirilmesini sağlamak için önem taşımaktadır” dedi.
Denge Önemli
Beslenmede
önemli bir yer tutan proteinlerin az miktarda tüketilmesinin getireceği
olumsuzluklar kadar fazla tüketimin getireceği dezavantajlar olduğunun
altını çizen Dr. Cem Arıtürk sözlerine şöyle devam
etti: “Özellikle erişkin çağdaki insanlarda günlük enerji ihtiyacının
yaklaşık %15 kadarı çeşitli kaynaklardan alınabilecek proteinler ile
karşılanmalıdır.
Diğer bir deyişle, normal fiziksel aktiviteye sahip,
sağlıklı, 70 kg ağırlığındaki bir yetişkinin günde yaklaşık 60 g protein
alması gerekmektedir. Spor yapan kişilerde, büyüme çağındaki
çocuklarda, gebelerde ve emziren annelerde, hastalıkların, sakatlıkların
iyileşme sürecindeki kişilerde bu ihtiyaç çok daha fazladır. Bunun yanı
sıra her tür gıdadan farklı özelliklerde aminoasit içeriğinin
alınabileceği unutulmamalıdır.
Hayvansal protein kaynaklarının
içeriğindeki doymuş yağların fazlasının getirebileceği olumsuz etkiler
ve bitkisel protein kaynaklarının içeriğindeki lif, mineral gibi diğer
maddeler göz önünde bulundurulmalı ve her besin ögesinde olduğu gibi
protein tüketiminde de dengeli dağılımlı bir beslenme düzeni kerteriz
alınmalıdır.”
Hayvansal ve Bitkisel Protein Kaynakları
Proteinlerin temel olarak bitkisel kaynaklı ve hayvansal kaynaklı olmak üzere iki sınıfta incelendiğinin altını çizen Dr. Cem Arıtürk
sözlerini şöyle noktaladı: “Hayvansal proteinler, vücudun ihtiyacı olan
tüm aminoasitleri içermektedirler. Buna karşın bitkisel kaynaklı
proteinler, ihtiyacımız olan aminoasitlerin tamamını içermezler ki bu
nedenle sağlıklı bir beslenmede diğer besinlerle birlikte tüketildikleri
zaman, tamamlayıcı etkileri ile ön plana çıkarlar.
Hayvansal gıdalar protein açısından zengin olmasına rağmen içerdiği
doymuş yağlar açısından (geçen haftaki yazımda detaylı olarak anlattığım
nedenlerle) dikkatli tüketilmeleri gerekmektedir. Hayvansal
proteinlerin vücutta sindirilip işlenerek kullanılır hale getirilmesi,
bitkisel kaynaklı proteinlere oranla daha kuvvetli ve hızlı
gerçekleştiği bilinmelidir.
Tüm bu nedenler göz önünde
bulundurulduğunda; dengeli ve düzgün bir diyet programı için hem
hayvansal hem de bitkisel protein kaynaklarının gerekli miktarlarda
tüketildiği bir beslenme biçiminin benimsenmesi gerektiği
anlaşılmaktadır.
Hayvansal proteinlerden en sağlıklı
olanı yumurtadır. Çok pişirildiğinde protein değeri kaybolan yumurta
içerdiği D vitamini açısından da önemli kaynaktır. Protein açısından
yumurtadan sonra gelen kırmızı etlerin tüketimine içeriklerindeki doymuş
yağlardan dolayı dikkat etmek gerekmektedir.
Bununla birlikte balık,
özellikle içeriğindeki Omega-3 içeriğinden dolayı beyin fonksiyonlarına
sağladığı olumlu katkılar ile, dengeli ve faydalı protein
kaynaklarındandır. Bunlar dışında süt ve süt ürünleri, hayvansal protein
kaynakları arasında sayılabilir.
Bitkisel protein
kaynakları dendiğinde akla ilk sırada kuru baklagiller gelmektedir.
Miktar olarak hemen hemen hayvansal besinlerle eşdeğer proteine sahip
olan baklagiller lif ve mineral içerikleri açısından da önemlidirler.
Yulaf ezmesi, kara buğday gibi besinler de kuru baklagiller gibi,
protein içeriklerinin yanı sıra lif ve mineral içerikleriyle ön plana
çıkarlar.
Bununla birlikte uzun süre tokluk hissi oluşturmaları da
gereksiz ve fazla yeme alışkanlığının önüne geçebilmek açısından
önemlidir. Fındık, fıstık ve badem gibi kuruyemişler de kalp damar
hastalıklarına karşı koruyan, zihinsel etkinlikleri destekleyen yüksek
protein içerikli gıdalardır. Son yıllarda adı duyulan chia tohumu ve
kinoa da bitkisel protein kaynakları arasında sayılabilirler.”
Ramazan'da Dengeli Protein Tüketin
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Mayıs 19, 2019
Rating:
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Mayıs 19, 2019
Rating:



Hiç yorum yok