Türkiye Süt Tüketiminde Dünyanın Gerisinde
Süt, çocukluktan yaşlılık dönemine
kadar hayatımızın her döneminde, saç ve tırnak gelişiminden kalp ve
kemik sağlığına kadar her alanda yaşamsal önem taşıyan mucizevi bir
besin kaynağı.
1 Haziran Dünya Süt Günü kutlanırken, Türkiye ile ilgili
rakamlar süt tüketiminde yeterince iyi noktada olmadığımızı gösteriyor.
Ülkemizde kişi başına süt tüketimi dünya ve Avrupa ülkelerinin gerisinde
kalıyor. Hijyen ve gıda güvenliği açısından tüketicilerin, içeriği tam
bilinmeyen açıkta satılan sütler yerine ambalajlı süt tercih etmeleri
öneriliyor.
Süt,
insan vücudunun günlük olarak protein, kalsiyum, sağlıklı yağ, potasyum
ve B vitamini gibi ihtiyaç duyduğu pek çok besin maddesini içeren
mucizevi bir besin kaynağı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü
(FAO) tarafından alınan karar doğrultusunda 2001 yılından bu yana 1 Haziran tüm dünyada Dünya Süt Günü
olarak kutlanıyor.
Dünya Süt Günü, sütün faydaları hakkında toplumdaki
bilinci artırmanın, süt ve süt ürünlerinin tüketimini teşvik etmenin
yanı sıra, güvenli süt tüketilmesinin önemi hakkında farkındalık
yaratmak için de bir fırsat.
Türkiye’de süt içme
oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğu, Türk halkının
Avrupa ülkelerinin neredeyse dörtte biri kadar süt içtiği biliniyor.
Euromonitor 2018 verileri de süt tüketimi konusunda Türkiye’de hala
gidilecek yol olduğunu ortaya koyuyor.
Bu verilere göre İrlanda,
Finlandiya ve İngiltere gibi ülkelerde kişi başına içme sütü tüketimi
yıllık 100 litrenin üzerinde iken, Türkiye’de yıllık kişi başı süt
tüketimi 27 litre seviyesinde kalıyor.
Türkiye’de toplam süt üretimi son 20 yılda neredeyse iki katına çıkarak 2018 yılında 22 milyon tona ulaştıysa da, bu miktarın sadece 10 milyon tonu,
yani yarısından azı sanayiye gidiyor. Oysa gıda güvenliği açısından
ambalajlı süt ve süt ürünlerinin üretiminin de, tüketiminin de artması
gerekiyor.
Süt tüketmek için 11 neden:
Süt son derece önemli bir protein kaynağı:
1 litre süt 32 gram protein içerir. Sütte bulunan proteinler; hücre ve
dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde önemli rol oynar,
büyüme ve gelişmeye büyük ölçüde katkı sağlar, kasların sağlıklı
gelişmesine ve çalışmasına yardımcı olur.
Vücutta kaybedilen suyu yerine koyuyor: Süt rehidrasyonu, yani vücutta kaybedilen suyun yeniden yerine konmasını sağlayan çok miktarda su molekülünden meydana gelir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir:
İçerdiği 40’ın üzerinde besin öğesiyle süt, özellikle mevsim değişimi
sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla sıkça görülen solunum yolu
enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı
doğal bir koruyucudur.
Kemik gelişimini sağlar, osteoporozu engeller:
Süt, kemiklerin güçlenmesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli
olan kalsiyum deposudur. Günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporozu
engellemeye yardımcı olur.
Kalp hastalıklarından korur:
Süt ve süt ürünleri, kan yağlarının ve kan basıncının düşürülmesinde
etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi pek çok besin öğesine
sahiptir. Günlük düzenli kullanıldığında koroner kalp hastalıklarına
karşı koruyucu ve hipertansiyonu dengeleyici rol oynar.
Gebelikte mineral kaybını önler: Gebelik boyunca annelerin vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt ile karşılanabilir.
Dişleri korur:
İçerdiği yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor ile süt, asitli ve şekerli
yiyeceklerin yarattığı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerde
oluşabilecek çürükleri engeller.
Cildi güzelleştirir: İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltarak cilt sağlığını korur.
Kilo alımını önler:
Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak
tüketildiğinde tokluk hissini artırarak fazla kilo almayı engeller.
Enerji verir:
Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları
içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat,
protein ve yağı bir arada içerir.
Okuldaki başarıyı artırır:
İçerdiği B12 vitamini sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu
yönde etkileyip çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini artırırken,
çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve
motor gelişimini olumlu yönde etkiler.
Güvenli süt ile ilgili ipuçları
Türkiye’de her yıl üretilen 22 milyon ton sütün 12 milyon tonu,
çiğ süt olarak yani tüketicilerin sağlığı açısından yüksek risk taşıyan
açık ve işlenmemiş süt olarak tüketiliyor. Açıkta satılan sütün ve bu
sütten yapılan ürünlerin insan sağlığı açısından güvenliği garanti
edilemiyor. Lider sıvı gıda işleme ve paketleme şirketi Tetra Pak da
Dünya Süt Günü’nde güvenli süt konusuna, işlenmiş ve paketlenmiş (UHT)
süt tüketmenin önemine dikkat çekiyor:
- Doğrudan sütçü güğümünden
bir bidona veya plastik torbaya dökülerek açıkta satılan sütün, zararlı
bakteri ve katkı maddelerini içerme olasılığı bulunur.
-
Steril olmayan ortamlarda sağım yapılarak elde edilen çiğ süt; sıcak
hava ve güneş nedeniyle hızlı bozulacağı için, tüketiciye ulaşana kadar
dayanması amacıyla ilave katkı maddelerine maruz kalabilir.
-
Sütü evde kaynatmak onu sağlıklı hale getirmez çünkü evdeki imkanlarla
kaynatıldığı sıcaklık, tüm bakteri ve mikroorganizmaları yok edecek
kadar yüksek değildir. Ayrıca birkaç dakika boyunca kaynamış sütün
besleyici içeriğinde de kayıplar olur.
- Ultra-yüksek
sıcaklıkta işleme (UHT), sütün 135-140 Santigrat derece aralığında, 4
saniye süreyle ısıtıldığı bir teknolojidir. Bakterileri yok eden bu
süreç, besin değerlerine etki etmeden, takiben hızlıca soğutularak devam
ettirilir. Bu işlem, sütün kirlenmesini önleyecek şekilde kapalı ve
steril bir ortamda gerçekleştirilir.
- Tetra Pak’ın
altı katmanlı karton paketi, güneş ışığına ve oksijene karşı bir bariyer
oluşturarak paketi açılmadığı sürece sütü soğutma ihtiyacını ortadan
kaldırır ve herhangi bir koruyucu ya da katkı maddesi kullanmaksızın
ürünün bozulmasını önler.
- Süt paketi açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalı ve üç gün içinde tüketilmelidir.
Türkiye Süt Tüketiminde Dünyanın Gerisinde
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Haziran 05, 2019
Rating:
Hiç yorum yok