KANSER HAKKINDA DOĞRU SANILAN 10 YANLIŞ BİLGİ!
Kanser dünyada ve ülkemizde ölüme en sık yol açan nedenlerin başında
geliyor. Öyle ki dünya çapında 172 ülkenin 91’inde, 70 yaş altı
ölümlerin en sık veya 2. sık görülen nedeni olarak karşımıza çıkıyor.
2018 yılında tüm dünyada toplam 18.1 milyon kişiye kanser tanısı kondu
ve 9.6 milyon kişi kansere bağlı nedenlerle hayatını kaybetti. Yürekleri
ferahlatan haber ise kişiselleştirilmiş tedavi ve immünoterapi
sayesinde geçmişte tedavi edilemez gözüyle bakılan kanser türlerinde
şifaya yakın yaşam sürelerinin sağlanabilmesi.
Bu ilaçlar kemoterapi
ilaçlarına bazen alternatif, bazen de yardımcı olarak hastalar için yeni
tedavi seçenekleri oluşturuyor. Üstelik bunu yaşam konforunu bozmadan,
yaşam kalitesini koruyarak sağlıyorlar.
Ancak arkadaşlar arasında,
özellikle de sosyal medyada kanserli hastaları çok yanlış yönlendiren,
psikolojik sorunlarını daha da arttıran asılsız bilgiler sıkça yer
alıyor.
“Daha da kötüsü, bu hatalı bilgiler veya yorumlar hastaların
hekime geç başvurmalarına, kontrollerini aksatmalarına veya kendilerine
önerilen tedavileri reddetmelerine yol açabiliyor” uyarısında bulunan Prof. Dr. Yeşim Eralp,
“Bu
durum kanserin geç tanı konduğu için daha zor tedavi edilmesi veya
tedavisiz kalındığı için kanserin ilerlemesiyle sonuçlanabiliyor” diyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp kanser hakkında doğru sanılan 10 hatalı bilgiyi anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Yanlış: Kanser bulaşıcıdır
Doğrusu:
Bazı kanserlerin gelişmeleri mikrobik veya virüs enfeksiyonlarıyla
ilişkili olabiliyor. Ancak kanser temas veya solunum yoluyla bulaşmıyor.
Yanlış: Benim ailemde hiç kanser yok; bende de olmaz
Doğrusu:
Kanserli olguların yüzde 85’inde ailede kanser geçmişi olmuyor. Üstelik
ailede erken yaşta kaybedilmiş ebeveynler varsa, kanser geçmişi
bilinmeyebiliyor. Dolayısıyla ailenizde kanser hikayesinin olmaması
sizde de olmayacağı anlamına gelmiyor.
Yanlış: Ağrı yoksa kanser değildir
Doğrusu: “Yaygın inanışın aksine her kanser ağrıya yol açmaz” uyarısında bulunan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, “
Tümörün yerleştiği yere bağlı olarak ağrı hissedilebiliyor. Ancak ağrı
kanserin tek bulgusu değildir. Ayrıca, her ağrı yapan tümör de habis
olmayabilir” diyor.
Yanlış: Tümörden biyopsi yapmak kanserin yayılmasına yol açar; “bıçak azdırır”
Doğrusu:
Biyopsi kanserli dokunun içinden parça almak anlamına geliyor. Alınan
parça patolog tarafından incelenerek kanserin tipi belirleniyor. Doğru
tedavinin belirlenmesi için mutlaka biyopsi yapılması gerekiyor. Uygun
şekilde ve dikkatle yapıldığında kanser yayılmıyor.
Yanlış: Üzüntü kanser yapar
Doğrusu:
“Stres veya endişenin kanser oluşturduğuna işaret eden bilimsel bir
kanıt yoktur” diyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, ancak
ciddi üzüntü ve travmaların bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği ve
vücutta fark edilmemiş bir kanser varsa, tümörün daha hızlı
büyüyebileceği uyarısında bulunuyor.
Yanlış: Şeker kanseri besler
Doğrusu:
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp şekerin kanser dokusunu
büyüttüğüne dair herhangi bir bilimsel kanıt olmadığını belirterek
sözlerine şöyle devam ediyor: “Benzer şekilde şekeri tamamen kesmek
kanseri küçültmez.
Ancak, yüksek oranda şekere karşı vücutta oluşan
insülin, bazı kanserler için bir büyütücü faktör olabiliyor. Ayrıca,
şeker kilo alımına yol açarak şişmanlıkla ilişkili rahim, meme ve
pankreas kanseri gibi bazı kanserlerin gelişimini hızlandırabiliyor”
Yanlış: Mamografi zarar verir; yaptırmayın
Doğrusu:
Mamografi taramaları ile meme kanseri daha erken evrelerde saptanıp,
meme kanserine bağlı ölüm riski azaltıyor. Üstelik modern cihazlarla
yapılan mamografiler eskilerine göre daha az miktarda radyasyon
içeriyorlar.
Bir mamografi ile her gün çevreden aldığımız radyasyon
miktarının toplam 2 aylık dozunu almış oluyoruz. Dolayısıyla tarama
amaçlı yılda bir tekrarlandığı için korkmaya gerek yok.
Yanlış: Kemoterapi hastasına balık verilmez
Doğrusu:
Balık tüketiminin herhangi bir kanser türünü arttırdığına veya tedavi
etkisini zayıflattığına dair ciddi bir bilimsel veri mevcut değil.
Sadece bazı deneysel çalışmalarda; yüksek omega-3 tüketiminin kanser
tedavisini olumsuz etkilediğine dair veriler var.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
bu nedenle omega-3’den zengin olan somon, ton ve uskumru balığının
kemoterapi günü ve bunu izleyen 2 gün içinde tüketilmemesi gerektiğini
belirterek,
“Ayrıca dil, kalkan, mercan, mezgit ve tekir balığı gibi dip balıklarının ve midye gibi kabuklu deniz ürünlerinin içerebileceği ağır metaller nedeniyle tüketilmeleri kısıtlanıyor. Diğer balıkların ise tüketilmesinde sorun yoktur” diyor.
Yanlış. Kanser değil, kemoterapi öldürür
Doğrusu:
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp kemoterapinin kanserli
dokuyu yok edebilen ve hastalığın kanda yayılmasını engelleyen çok
önemli bir tedavi yöntemi olduğuna dikkat çekerek, “Üstelik, uygun doz
ve aralıklarda yapılan kemoterapi kansere karşı bağışıklığı da
güçlendiriyor.
Kemoterapi gerekli olduğu durumlarda uygulanmazsa kanser
ilerleyerek metastaz yapabiliyor. Yan etkileri zamanında ve doğru
yöntemlerle müdahale ederek iyileştirdiğimiz sürece, kemoterapinin
vücuda zarar vermesini engelleyebiliriz. Böylelikle kemoterapiden
hedeflediğimiz yararı elde ederek şifa sağlayabiliyoruz” diyor.
Yanlış: Kemoterapi sırasında alınan vitaminler ve zerdeçal bağışıklığı arttırır, yan etkileri engeller
Doğrusu:
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp antioksidan içeren vitamin
ve bitkisel içerikli maddelerin kemoterapinin etkinliğini azaltabildiği
uyarısında bulunuyor. Son zamanlarda yapılan bir bilimsel araştırmada;
meme kanseri ameliyatı sonrası uygulanan kemoterapi sırasında A, C, E, B
12 vitaminleri ile Koenzim-Q3 gibi ek besin maddeleri alan kişilerde,
hastalığın daha çok nüks ettiği gösterilmiş. Zerdeçalın ağızdan alındığı
formlarda kansere karşı bir etkinliği olduğu gösterilememiş.
Sadece
tedavi sırasında değil, koruyucu olarak da vitaminlerin etkisi ortaya
konmamış. Bunların yanı sıra sigara içen bireylerde A vitamini akciğer
kanseri riskini arttırabiliyor.
Koronavirüse karşı 6 önemli kural!
Tıbbi
Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp kanser hastalarında yeni korona
virüs enfeksiyonunun bulaşma riskinin ve enfeksiyona ait
komplikasyonların daha yüksek görülebildiğine dikkat çekerek,
“Bu
nedenle hastalarımızda tedavi kararı; tedavi hedefleri, hastanın genel
durumu ve yan etkilerle mücadele gücü dikkate alınarak bireysel olarak
veriliyor” diyor.
Prof. Dr. Yeşim Eralp kanser hastalarının koronavirüse (COVID – 19) karşı almaları gereken önlemleri şöyle sıralıyor.
- Sağlık Bakanlığı’nın ve hekiminizin koronavirüse karşı önerdikleri korunma yöntemlerini mutlaka uygulayın.
- Hekiminizle iletişim kurarak tedavinizdeki sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda bilgi edinin. Sağlığınızla ilgili bir şikayetiniz yoksa, hekiminiz genel durumunuzu değerlendirerek rutin kontrolünüzü erteleyebilir.
- Hastaneye mümkünse toplu taşıma aracıyla gitmeyin. Toplu taşıma aracı kullanmanız gerekiyorsa, 1.5 metrelik sosyal mesafeyi koruyun, araçtan iner inmez ellerinizi dezenfektanla iyice temizleyin.
- Yine bulaşma riskine karşı hastaneye tek bir refakatçi ile gelmeniz önemli. Birkaç refakatçinin eşlik etmesi gereken bir durum söz konusu ise; polikliniğe ulaştığınızda tek bir refakatçiyle kalın.
- Dışarı çıkarken mutlaka maske ve eldiven kullanın. Evde ise dışardan riskli bir birey gelmediği sürece maske takmanıza gerek yok.
- Hastaneden eve gelindiğinizde ayakkabılarınızı dışarda çıkartın. Tüm yıkanabilir parçaları, eve gelir gelmez, başka çamaşırlarla karıştırmadan yıkayın. Tüm yıkanmaz parçaları da mümkünse dışarda, gece boyunca havalandırın.
KANSER HAKKINDA DOĞRU SANILAN 10 YANLIŞ BİLGİ!
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Nisan 09, 2020
Rating:
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Nisan 09, 2020
Rating:



Hiç yorum yok