Kuluçka 2 Gün Kadar Kısa 14 Gün Kadar Uzun Olabilir!
Üsküdar
Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve
Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Koronavirüsün hayatımızda uzun
süredir olduğunu belirterek salgınla mücadelede en önemli konunun
bilgilenme olduğunu söyledi.
Grip belirtileri ile başlıyor!
Koronavirüs’ün
grip gibi belirtilerle başladığını belirten Dr. Songül Özer; “Bu
belirtiler burun akıntısı, kuru öksürük, hafif bir baş ağrısı gibi
olabilir ama en önemli belirti 38 dereceyi aşan ve çok uzun süren bir
ateş. Sonra kuru öksürük ya da süratle tipik olan solunum sıkıntısı
bulgusu, nefes alamama oluyor.
En tipik belirti budur. Gripten bir farkı
hasta çok daha hızlı kötüleşiyor. İkincisi de gripte kas-eklem ağrısı,
halsizlik, yatağa düşme belirtisi çoktur ama grip çok nadiren zatürre
yapar ama bu koronavirüs başlangıçta çok hafif oluyor, sonrasında derhal
zatürre yapıyor” dedi.
Nasıl bulaşır? Virüsün kuluçka dönemi nedir?
Özellikle
sosyal medya kanallarında doğru olduğu söylenen ama aslında yanlış olan
ifadeler dolaştığına dikkat çeken Dr. Songül Özer Koronavirüs’ün
bulaşma ve kuluçka dönemi hakkında şunları vurguluyor:
“Sosyal medyada
çok fazla şey söyleniyor ama bunların bir kısmı yanlış. Bulaşma durumu
ile ilgili diyelim ki virüsü kaptık, bunun 2 ile 14 gün arasında kuluçka
dönemi bulunuyor. Bugüne kadar olan vakalara baktığımızda çoğunlukla
beş ya da altı gün sürdüğünü görüyoruz.
Kuluçka dönemi iki gün kadar
kısa 14 gün kadar uzun olabilir. Kuluçka dönemi nedir dersek; virüsü
aldıktan sonra ilk belirtileri kendinizde görmeye başlayana kadar geçen
süre demektir. Hapşırma, öksürme, göz yaşarması ve yüksek ateş ilk
belirtilerdir.
Tabi ki solunum yolu enfeksiyonu olduğu için solunum salgılarıyla bulaşıyor. Kan yoluyla, idrar yoluyla, yediğimiz içtiğimiz gıdalar yoluyla bulaşmıyor, bu kesinleşti. Mutlaka virüs taşıyan solunum çıktılarının hapşırık veya öksürükle dışarıya saçılması lazım.
Bunlarla
sağlam kişiyle aramızda bir metreden daha yakın bir mesafe olduğunda ya
onun direkt yüzüne karşı hapşırıp öksürmemiz lazım ya da bizim solunum
salgılarımızın cansız bir yüzeye bulaşması ve o yüzeyin temizlenmeden
bir başka kişinin çıplak eliyle değmesi ve elini de yıkamadan ağzına,
gözüne, burnuna değmesi gerekiyor.
Yani mutlaka bir solunum salgısı,
virüs taşıyan bir solunum salgısı olması gerekiyor. Burada Sağlık
Bakanlığının rehberinde de yayınlandığı gibi şu çok önemli: Bir metreden
yakın mesafe ve on beş dakikadan uzun süreli temas.
Bu iki cümlenin
unutulmaması gerekiyor. Kuluçka dönemindeki bir kişi veya belirtileri
hafif seyreden bir insanın da bulaştırıcı olabileceğini unutmamamız
gerekiyor.”
Koronavirüs kapan herkes ölüyor mu?
Koronavirüs
ile ilgili çok rehavete kapılmadan ama çok panik de yapmadan gerekli
tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Songül Özer; “Uçlarda
olmadan tedbirimizi almamız gerekiyor. Ne ile karşı karşıya olduğumuzu
bilmek ama korkmadan doğru hareket etmek gerekiyor.
Çok rehavet içinde
olmak ‘abartılıyor, normal bir grip, geliyor ve geçiyor, öldürmüyor’
demek çok yanlış. Dünyadaki ölüm sayısı yüksek rakamlara ulaşmış
durumda ancak çok panik yapmak da yanlış. Çok panik olmak aşırı
dezenfektan tüketimi ve aşırı el yıkama gibi eylemler insanın
psikolojisini bozabilir. Önlemleri almak gerekiyor.
Bazı kişiler daha riskli, bu hastalık geçtiğinde belirtileri çok daha ağır seyrediyor. Bu nedenle yaşamını kaybeden insanlar o riskli gruptakiler oluyor. Bunlar 65 yaş üstündeki büyüklerimiz. Beraberinde başka bir hastalığı olanlar, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, akciğer hastalığı olanlar riskli grup oluyor.
Bunlardan en önemlisi KOAH hastaları dediğimiz
solunum sıkıntısı çekenler. Vücudunun her hangi bir yerinde kanser
teşhisi konulmuş olanlar, yine aynı şekilde kemoterapi, radyoterapi
alanlar, organ nakli yapılmış olanlar. Bu kişiler birçok hastalık gibi
Koronavirüs enfeksiyonuna karşı da riskli gruplardır” dedi.
Pandemi ile mücadelede önlemler basamak basamak alınır
Sağlık
Bakanlığı’nın çalışmalarının önemine dikkat çeken Dr. Songül Özer;
“Alınan tedbirlerin hepsinin neden bir arada yapılmadığı ile ilgili soru
işaretleri var. Şunu belirtmek isterim ki pandemi ile mücadelede
önlemler basamak basamak alınır.
Vakaları izliyoruz, hastalığın
gelişimine bakıyoruz, tedbir seviyesini bir derece daha
sıkılaştırıyoruz. Bu basamak halinde olmazsa bu sefer sosyal hayat
sıfırlanır. Panik yapmayın deyip diğer yandan bütün önemleri tek bir
anda alırsak çok fazla paniğe neden olursunuz.
Tedbirli olmak, izlemek,
tedbiri sıkılaştırmak biz uzmanların işidir. O nedenle uzmanların,
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun söylediklerini uygulamak gerektiğini
vurguluyoruz. En önemli mücadele budur” dedi.
Koronavirüs için birinci ve en önemli kuralı el yıkamak
Koronavirüs’te
birinci ve en önemli kuralın el yıkamak olduğunu vurgulayan Dr. Songül
Özer; “El yıkamada da bir sınır var, burada önemli olan her dakika el
yıkamak değildir. Kapalı bir yere girdik, otobüse bindik vs. evimize
geldiğimizde elimizi normal su ve normal sabunla yıkayalım.
İllaki anti
bakteriyel sabunlara ihtiyacımız yok. Normal sabun ve normal çeşme suyu
bizim için yeterli. Suyun ısısı da önemli. Ellerimizi normal oda
ısısındaki su ile yıkamalıyız. Aşırı derecede sıcak su cildinizde
tahrişe ve gözeneklerde açılmaya neden olur, gözenekler açılınca da
Koronavirüs değil ama başka mikro organizmaların girişi kolaylaşır.
Normal suyla ve normal sabunla elinizi yirmi saniye kadar bir süreyle
yıkamanız yeterlidir. Su bulamadığımızda alkol bazlı dezenfektan mı
kullanacağız? Alkol bazlı dezenfektanın elinizdeki kiri gidermediğini,
temizlemediğini bilin.
Aksine fikse eder yani kalıcılaştırır. Alkol
bazlı dezenfektan temiz olanın temiz kalmasını sağlar. Yani elinizi
kirliyse normal su ve sabunla yıkayacaksınız ondan sonra gerekirse
dezenfektanı kullanacaksınız. Esas olan su ve sabundur” dedi.
Kimler nasıl maske kullanmalı?
Açık
havada tek başına ya da arada bir metreden fazla mesafe olan insanların
bulunduğu bir yerde maskeye ihtiyaç olmadığını söyleyen Dr. Songül
Özer, “Bir metrelik mesafe on beş dakikadan uzun süre temas konusunda
dikkat etmek gerekiyor. Bu cümleyi neden hep söylüyoruz biraz düşünmemiz
lazım.
15 beş dakikadan uzun bir süre kapalı bir ortamda bir metreden
yakın temas ne demek? Restorana girdiniz, çok sıkışık bir yer. İlla
girmek zorundaysanız birileriyle iletişim kurmak zorundaysanız maskenizi
takın. Bilmiyorsunuz çünkü karşınızdaki insanın ne olduğunu.
Ama normal
şartlarda panik bir halde her yere de maskeyle gitmenize gerek yok.
Özellikle açık havada yürürken takmak yanlış. Ama metrobüse binmek
zorundasınız, sıkışık bir ortam orada tabi ki maskenizi takın.
Sadece
korona için değil. Şu gerçeği unutmayalım; bugün için Türkiye’nin ve
dünyanın Koronavirüs’ten sonraki ikinci gerçeği influenzadır. Yani
mevsimsel grip. O nedenle dikkat etmek gerekiyor” dedi.
Nasıl bir maske kullanmak gerekiyor?
Hastaları
muayene ederken bile normal maske taktığını ifade eden Dr. Songül Özer;
“Piyasada bir sürü maske bulunuyor. Mesela ben hastayı muayene ederken
belli bir mesafedeyim. Ama ne zaman ki hastanın boğazından örnek almam
gerekiyor ya da ağzının içini muayene etmem gerekiyor o zaman N95 tipi
maske takıyorum.
Bizi koruduğunu düşündüğümüz maskenin aslında bir bulaşma yolu olduğunu unutmayalım. Maske takılıyor, onu suratındayken elliyor ve elledikten sonra da ellerinizi yıkamıyorsanız bu yanlış. Maskelerin hiçbirinde mikrobu önleyici kimyasal madde yoktur. Maske bir filtredir.
Maske gelen mikro organizmayı üzerinde tutar. Bir maskeyi 4-6
saatten daha uzun bir süre takmamalıyız. Bu süreyi doldurduktan sonra
maskeyi kulak kısmından tutarak çıkartıp, kapaklı bir çöp kutusuna atmak
ve elleri su ve sabunla yıkamak gerekiyor” dedi.
Yurt dışından gelenler ne yapacak?
Kesin vaka ile temas edenlere şüpheli
vaka dediklerini söyleyen Dr. Songül Özer; “Şüpheli vaka dediğimiz
kişilerin laboratuvarda testi pozitif çıkmış olan kişiyle 1 metreden
yakın ve 15 dakikadan uzun bir süre temas etmiş olması lazım.
Şüpheli
vaka, boğazından ve burnundan sürüntü örneği alınarak laboratuvara
gönderilip, test çalışılıp pozitif çıkana kadar şüpheli vakadır. Eğer
testin sonucu negatif gelirse şüpheli vaka kesin vakaya dönüşmez. Bir
süre için şüphe ortadan kalkar. İzlemeye devam edilir.
Kesin vaka
olabilmesi için laboratuvardan pozitif sonucun gelmesi lazım. Şüpheli
vakayla temas edene de yakın temas diyoruz. Sağlık Bakanlığının bu
durumda önerisi evde karantina. Peki, bunu nasıl yapacaksınız?
Mümkünse
ayrı bir odada yatacaksınız, ortak eşyalarınızı ayıracaksınız.
Bulunduğunuz odayı sık sık havalandıracaksınız. Evdeki ortak alanlara
geçerken maske takmalı ve tabi ki el yıkama kurallarına da uymalısınız.
Çamaşırlar 60-90 derecede normal deterjanla yıkanması önemli. Normal
tabak bardak çatal kullanabilir ama bulaşık makinasında yıkanmasını
tavsiye ediyoruz” dedi.
Gebeler kendilerini daha sık korumalılar
Koronavirüs’ün
solunum salgılarıyla geçtiğini belirten Dr. Songül Özer; “6 ay ve
üzerindeki gebeleri izlediğimizde gördük ki, Koronavirüs’ün kan yoluyla
veya plasentayla geçişi bulunmuyor. Virüs taşıyan anneler çocuklarını
emzirebilirler.
Süte geçmiyor. Virüs daha yeni olduğu için 1 ve 2’nci
trimesterdaki anneleri izleyemedik. Onlar henüz doğum yapmadılar çünkü.
Ama bu tür bulaşıcı hastalıkların özellikle ilk üç ay içerisindeki
gebelere etkili olduklarını da biliyoruz. Yani ilk üç aydaki gebeler
kendilerini diğer insanlara göre daha sık korumalılar” dedi.
Kalabalık ortamlarda bulunmamak lazım!
Sağlık
Bakanlığının açıklamalarına dikkat çeken Dr. Songül Özer; “ Herkes
üzerine düşen tedbirleri almalı. Okullar gezmek için tatil edilmedi.
Bunun bilincine varalım. Akraba ziyaretlerini bir süre
gerçekleştirmeyelim.
Mümkün olduğunca insanların arasına karışmayalım.
Bağışıklık sistemimiz çok önemli. Bu hastalığın ilacı yok demek, elimiz
kolumuz bağlı oturuyoruz demek değildir. Denenen ilaçlar var. Sadece tam
olarak şu ilaç diyemiyoruz. Bu hastalık antijenik yapı olarak SARS’a
çok benziyor.
SARS’ı yok etmeyi başardık. O yüzden çok da paniğe
kapılmamak lazım. Ama birebir spesifik ilacı henüz yok. Aşı da
geliştiriliyor ama en az 1 yılı var” dedi.
Kuluçka 2 Gün Kadar Kısa 14 Gün Kadar Uzun Olabilir!
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Mart 28, 2020
Rating:
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Mart 28, 2020
Rating:



Hiç yorum yok