Ucunda Lezzet Olan Tüm Diyarlara Ayak İzini Bırakmış Adam; Anthony Bourdain
Dünyada muhtemelen milyonlarca insan tarafından kıskanılan Anthony
Bourdain, herkesin hayalindeki işi yapmanın şansıyla yaşıyor. Televizyonda; sık
sık dünyanın belki de adını daha önce hiç duymadığınız bir yerinde, belki de
çok ünlü bir yerinde, değişik ve lezzetli ne varsa yerken denk gelme
ihtimalinizin yüksek olduğu bir şef kendisi. Benim gibi birçokları için Anthony
Bourdain, bir kitap gibidir. Siz bir şehre turist olarak sızmadan önce o çoktan
gidilecek lokal restoranları keşfetmiş ve izlenimlerini siz hayal kırıklığına
uğramayın diye paylaşmıştır.
"No Reservations"
isimli sadece yemekle sınırlandırmanın haksızlık olacağı programında seyahat ve
genel kültür odaklı bir program sunan Bourdain, şehirlerin, köylerin,
restoranların, mutfakların altını üstüne getiriyor. Bütün dünya onu yedirmekle,
o ise utanmadan hiç kilo almadan ülke ülke gezip tat ve anı koleksiyonculuğu
yapmakla meşgul. Yemekle hiç ilgisi olmayan birine bile pür dikkat kendisini
izletmeyi başaran Bourdain, No Reservations’da maceraperest ve kendisini biraz
da hala genç sanarken, denizden babası çıksa, karadan anası çıksa düşünmeden
yiyecekmişçesine gözü pek ve yemek konusunda tam anlamıyla "her şeye"
açık davranıyor.
Bukalemun
gibi bir şef
YouTube’da parça parça
bulabileceğiniz No Reservations bölümleri ve Kitchen Confidential isimli efsane
kitabıyla yeme-içme piyasasının fena halde kendisine borçlu olduğu gezgin
gurme, önce kitap ve sonra program ile yoluna devam etmeyi tercih etmiş. Ekran
karşısında doğmuşçasına garip bir rahatlık içerisinde sunduğu programları fena
halde bağımlılık yaratan nevi şahsına münhasır şefimiz, İstanbul ziyaretinde
Balkan Lokantası, Sirkeci-Asitane, Edirnekapı-Kale Cafe, Rumelihisarı-Sur
Ocakbaşı, Fatih?-Kızılkayalar, Taksim-Dürümzade, Beyoğlu-Vefa Bozacısı,
Vefa-Roke Balık Restaurant, Rumelifeneri-Kalamar Restaurant,
Balıkpazarı-Tatbak, Nişantaşı mekanlarını ziyaret etti. Henüz burada
yaşadığımız halde muhtemelen gitmediğimiz mekanları bizden önce gidip
deneyimleyen Bourdain, bir bakmışsınız Paris’te kaz ciğeri götürürken,
İstiklal’de kelle paça çorbası içiyor. Bu da Anthony Bourdain’i Bourdain yapan
en önemli özelliği: Bukalemun gibi girdiği her ortama uyum sağlaması ve
sırıtmaması.
Bourdain’in
farkı
Aynı zamanda Brasserie Les
Halles'in baş şefi olan Anthony Bourdain’in gezme ve yeme merakı genç yaşta
ailesiyle Fransa’ya gerçekleştirdikleri bir seyahatte pekişmiş. Bir istiridye
teknesinde tattığı istiridye ile hayatı değişen şef, ülke ülke gezerek yeni
tatlar keşfetmeye adadı kendisini. 2005 yılında Travel Channel’de başlayan No
Reservations tarzında birçok program yapıldı peki neydi Bourdain’i bu kadar
eşsiz ve özel yapan?
Anthony Bourdain, adabıyla
eleştiri yapabilen, iğrenç pis demeden her şeyi yiyebilen, deli gibi içen, yeri
geldiğinde küfürünü esirgemeyen kısacası olduğu gibi bir adam. "Don't be a
tourist, be a traveler" mottosuyla herkesi gittiği yerde turist değil,
seyyah olmaya ve oranın lokal halkıymış gibi takılmaya davet eden Bourdain,
"Tazesini soyamayacak kadar tembel misiniz?
Öyleyse sarmısak yemeyi hak
etmiyorsunuz demektir" diyecek kadar da açık sözlü.
"i write... i travel... i
eat... and i'm hungry for more..."
"Artık ne bulacak da
yiyecek, dünyayı yedi" deseniz de Anthony Bourdain, sizi mutlaka
şaşırtacak bir yer bulmayı ve denenmemişi deneyip, yenmemişi yemeyi başarır.
Seyahat edeceğiniz bölgede
Anthony Bourdain’in ayak izlerini takip edin, pişman olmazsınız.
Ucunda Lezzet Olan Tüm Diyarlara Ayak İzini Bırakmış Adam; Anthony Bourdain
Reviewed by gastronotunmutfagi
on
Eylül 23, 2017
Rating:

Hiç yorum yok